25 Ağustos 2017 Cuma

Çolpon-Ata Şehri Büyük Oyun Sahası

Geçtiğimiz yıl yaz döneminde Kırgızistan'da gerçekleşen göçmen oyunlarının yapıldığı Çolpon-Ata şehrinde bulunma imkanım oldu. Çolpon-Ata şehri Issık Göle kıyısı olan bir şehirdir. Kırgızistan'ın deniz/su turizminin gerçekleştiği şehirlerden biri olan Çolpon-Ata bu oyunlara ev sahipliği yapmıştır. Şehrin ve ülkenin ekonomik şartları, yaşam şartları ile karşılaştırıldığında özenle inşa edilmiş bir yapı karşımıza çıktı. Çok yüksek bütçeler sayesinde yapıldığı her halinden belli. Oyunları izleyen seyircileri bir de Issık Göl manzarası karşılıyor bu da ayrı bir özelliği. İlerleyen zamanlarda bu yapının Kırgızistan'ın bir çok yerinde gördüğüm devasa binalar, fabrikalar gibi çürümeye terk edilmemesini diliyor ve daha da gelişmesini her Türk gibi istiyorum. (Terk edilmiş devasa binalar ve fabrikalara ayrı bir yazımda yer vereceğim)

                                                                            Esen Kalın.

14 Ağustos 2017 Pazartesi

KIRGIZİSTAN’DA DİL


Kırgızistan hakkında en çok merak edilen sorulardan biriside Kırgız Türklerinin dili üzerinedir. Ana dili Kırgız Türkçesi  olan halk talihsiz olaylar sebebiyle ana dilinin yanına bir dil daha koymak zorunda kalmıştır. Rus işgalinin olduğu yıllardan bu yana devam eden zorunlu Rusça öğrenimi günümüzde dahi devam etmektedir. Bu yüzdendir ki Kırgız Türkçesi Rusça ile kıyaslandığında daha az konuşulduğu bir gerçektir. Bunun nedenleri arasında en başta verilebilecek bir örnek: Ülkede resmi/devlet işine girebilmek için yada özel kurumlarda çalışmak için çoğu kurum Rusçayı zorunlu tutmakta. Buna karşılık Kırgız milliyetçisi olan bazı iş yeri sahiplerinin de bunu protesto amaçlı Kırgız Türkçesi'ni  şart koşar olması bana göre olağan bir durumdur.  Rusça, diğer ülkelerden gelen insanlar arasındaki iletişimde  iyi bir araçtır. Tabi ki bunu desteklemiyoruz. Fakat gerçekler acıda olsa her zaman gerçektir.Kırgız Türkçesi'ni anlamak özellikle biz Anadolu Türkleri için daha kolay, diğer halklar içinde zor değil. İki yada üç ay gibi bir sürede bu dili öğrenebilirler. Eğer gitme imkanınız olur da giderseniz bu dediklerimi daha iyi anlayacaksınız.  Halk genelde kendi dilindeki kelimeler ile Rusça’da bulunan kelimeleri harmanlayıp öyle konuşmaktadır. Biz Kırgızistan'a gitmeden önce bu duruma çok sinirleniyorduk. Fakat gördük ki iş öyle değil. Bizi şaşırtan durumlardan biri de bu oldu. Size bu durumu bir kaç örnekle anlatmak istiyorum. Bişkek'ten Alma-ataya(Almatı-Kazakistanın eski başkenti) gitmek için bindiğimiz sınır otobüsünde ilerlerken bir kişinin telefon görüşmesine kulak misafiri olduk. İşimiz iyi dinleyip telaffuzları kavramaktı çünkü. Bayanın 'У меня деп кой"(Bende var de/olduğunu söyle- Bende de/olduğunu söyle)  demesi yüzümüzde isteksiz bir gülümsemeye sebep oldu. Bu bir o kadar da üzücü bir durum.Fakat ilk başlarda bize tuhaf geldiği için kendimizi gülmekten alıkoyamıyorduk. Sınıfımızda ve sokakta bu ve bunun gibi birçok örnekleri işittik. Biz bu duruma gülerken zamanla bizimde aynı durumda olduğumuzu fark ettik. Kırgızistan'da bulunduğumuz 9 ay gibi bir sürede biz bile iki dili harmanlayıp konuşmaktan kendimizi alamıyorsak orada yaşayan halka da hak vermek gerektiğini düşünüyoruz. Bu konu hakkında sınıf arkadaşlarımızı uyardığımızda hepsinden aynı cevabı aldık. – Gerçekten öyle mi? Biz bunun farkında bile değiliz, dediler. Bazıları ise, Kırgız-Türk Manas Üniversitesi’ne geldiğimizde Türk arkadaşların uyarısı ile bu şekilde konuştuğumuzu fark ettik ve  tabi ki bunu düzeltmeye çalışıyoruz, dediler. Düzeltmeye çalışılması kendi öz dilinin kaybolup gitmemesi için onurlu bir hareket niteliğindedir. Bu yüzden DİL BİR MİLLETİN KİMLİĞİDİR’’! diyoruz.‘’

   Esen Kalın
(Çağlar)



11 Ağustos 2017 Cuma

Coğrafyanın Yemek Kültürüne Etkisi 'Samsı'

Halkların yaşantılarında önemli bir yere sahip olan  coğrafi konum, her halkta olduğu gibi Kırgız Türklerini de etkilemiştir. Soğuk bir iklime sahip olan Kırgızistan coğrafyasında yaşayan halk buna bağlı olarak zorlu soğuk şartlarına ayak uydurmak için yemek kültürlerinde de bir takım önlemler(bana göre) almıştır. Soğuktan korunmanın en iyi yollarından biriside bol yağlı etler tüketmektir. Yemeklerinin çoğu etli olan bu halk, etsiz poğaça bile yemez olmuş. 

Basit tek bir örnekle açıklayacağım bu çıkarımımı  orada yaşadığım sürede gözlemledim. Kırgız Türklerinin kahvaltılarında yedikleri Samsı denilen hamur işi, biz Anadolu Türklerinde bulunan Poğaça ile benzer. Fakat sadece hamur olarak. Üçgen/Yuvarlak  bir hamur işi olan Samsı içerisinde, et, yağ parçacıkları ve soğan bol miktarda mevcut. Kahvaltıların vazgeçilmezi olan bu hamur işi her sabah kesinlikle tüketilir.
                                                     
Esen Kalın.



5 Ağustos 2017 Cumartesi

Orta Asya Cumhuriyetlerinin Genel Sorunu Rüşvet


Kırgızistan'da yaşadığım bir yıllık süre zarfında çok fazla rüşvete maruz kalmadım. Bunun başlıca sebeplerinden bir kaçı şunlar :
 1-) Kırgızistan'a ayak bastığımız anda aldığımız uyarılar. ( akşam olduğunda çok dışarıda bulunmayın). Biz bu uyarıyı çok göz önünde bulundurduk ve haklı bir uyarı idi. Çünkü ülkenin dilini ve bizlere olan bakış açılarını bilmiyorduk ki daha sonraları alıştığımızda, dili öğrenip çevreyi dolaşmaya çıktığımızda haklı bir uyarı olduğunu gördük. Bu konuya daha sonra ki yazılarımda ayrıntılı bir yer vereceğim için şu anda kısa kesiyorum.
2-) Kırgızistan polislerinin kendi halkına yaptığı muameleyi gördükten sonra bırakın geceleri dışarı çıkma isteğini gündüzleri çok kalabalık ortamlarda bile bulunmak istemedik. Çevreden duyduğumuz yaşanmışlıklar bizi ilk üç ay gibi bir süre dışarıdan mahrum etti. Tabi ki Kırgız Türkü arkadaşlarımız ile çıktığımızda çok sorun olmuyordu. İlk iki üç ay bu yüzden dışarı ile çok bağlantımız olmadı. Daha sonra Kırgızistan'da görülmeyen son 20 ve 30 yılın soğukları da bizim dönemimize denk geldiği için çok gezmeye fırsatımız olmadı.
Bunları göz önünde bulundurursak bizim Kırgızistan'ı istediğimiz gibi dolaşıp keşfetmeye başlama dönemimiz ilkbaharın ilk ayları denilebilir. Mart-Nisan. Bu aylarda yaptığımız gezilerde tabi ki rüşvete talebine maruz kaldık.(Çay parası adı altında) Fakat ya kaçtık ya da cinganlık edip vermedik. Ta ki Kazakistan gitmeye karar verinceye kadar. Sınıra girdiğimiz zaman Kırgızistan'dan çıkış yaparken bir sorun yaşamadık. Fakat Kazakistan'a girerken polislerle uğraşmak zorunda kaldık. Bir kaç soru sorduğum ve yardım ettikleri için para koparmak isteyen mi dersiniz, pasaport sana ait değil diyen mi dersiniz. Uzun ve sıkıntılı bir tartışmadan sonra buradan da paçayı kurtarmıştık. Kazakistan Almatı'da rüşvet konusunda hiç bir sorun yaşamadık.
Gel gelelim rüşvet vermek zorunda kaldığımız  ikinci  Kazakistan macerasına. Sınıra geldiğimizde bu seferde Kırgızistan'dan çıkış yaparken sorun yaşadık. Vizemizin bittiğini ve turist olarak giriş yapamayacağımızı söyleyen Kırgız polisi sadece bizim ile uğraşmak için kendi kulübesine gelen giriş yolunu kapatarak insanları diğer taraftaki memurlara yönlendirdi. Uzun süren bir tartışma sonrasında vermek zorunda kaldık. Çünkü hem misafirliğe gidiyorduk hemde taksi bekliyordu. On lira gibi bir ücret ödedik. Eğer pasaportunuz dahi yoksa ellerine verebileceğiniz bir 50 liranız olsun rahatlıkla giriş çıkış yapabilirsiniz.
Esen kalın. 



2 Ağustos 2017 Çarşamba

Kırgızistan-Narın Şehir Mezarlığı


  Orta Asya'da bulunduğum iki ülkede (Kırgızistan ve Kazakistan)  bu tür mezarlar çok fazla. Uzaktan bakıldığında küçük bir kasabayı andıran mezarlıklar, görkemli bir yapıya sahip. Fotoğraftaki mezarın üstünde;
Ahmet
Hoş(iyi) Baba
Çocukları ile.

                                                1898                           1982
Mezarın üstünde bulunan üç tane hilal ise İslamı temsil ediyor ve vefat eden kişinin Müslüman olduğunu simgeliyor. Birde Orta Asya Mezarlık kültürü hakkında mezarlık girişinde bir kulaktan duyma bilgiye sahip oldum. Adamın söylediğine göre mezarlıklara bayan arkadaşlar giremiyormuş. Başlarını kapatsalar dahi bunun yasak olduğunu defalarca dile getirdi. Arkadaşlarım adına üzülmüştüm. Bu olay fotoğrafı çektiğim mezarlıkta gerçekleşti.(Narın'da bir mezarlık.)