14 Ağustos 2017 Pazartesi

KIRGIZİSTAN’DA DİL


Kırgızistan hakkında en çok merak edilen sorulardan biriside Kırgız Türklerinin dili üzerinedir. Ana dili Kırgız Türkçesi  olan halk talihsiz olaylar sebebiyle ana dilinin yanına bir dil daha koymak zorunda kalmıştır. Rus işgalinin olduğu yıllardan bu yana devam eden zorunlu Rusça öğrenimi günümüzde dahi devam etmektedir. Bu yüzdendir ki Kırgız Türkçesi Rusça ile kıyaslandığında daha az konuşulduğu bir gerçektir. Bunun nedenleri arasında en başta verilebilecek bir örnek: Ülkede resmi/devlet işine girebilmek için yada özel kurumlarda çalışmak için çoğu kurum Rusçayı zorunlu tutmakta. Buna karşılık Kırgız milliyetçisi olan bazı iş yeri sahiplerinin de bunu protesto amaçlı Kırgız Türkçesi'ni  şart koşar olması bana göre olağan bir durumdur.  Rusça, diğer ülkelerden gelen insanlar arasındaki iletişimde  iyi bir araçtır. Tabi ki bunu desteklemiyoruz. Fakat gerçekler acıda olsa her zaman gerçektir.Kırgız Türkçesi'ni anlamak özellikle biz Anadolu Türkleri için daha kolay, diğer halklar içinde zor değil. İki yada üç ay gibi bir sürede bu dili öğrenebilirler. Eğer gitme imkanınız olur da giderseniz bu dediklerimi daha iyi anlayacaksınız.  Halk genelde kendi dilindeki kelimeler ile Rusça’da bulunan kelimeleri harmanlayıp öyle konuşmaktadır. Biz Kırgızistan'a gitmeden önce bu duruma çok sinirleniyorduk. Fakat gördük ki iş öyle değil. Bizi şaşırtan durumlardan biri de bu oldu. Size bu durumu bir kaç örnekle anlatmak istiyorum. Bişkek'ten Alma-ataya(Almatı-Kazakistanın eski başkenti) gitmek için bindiğimiz sınır otobüsünde ilerlerken bir kişinin telefon görüşmesine kulak misafiri olduk. İşimiz iyi dinleyip telaffuzları kavramaktı çünkü. Bayanın 'У меня деп кой"(Bende var de/olduğunu söyle- Bende de/olduğunu söyle)  demesi yüzümüzde isteksiz bir gülümsemeye sebep oldu. Bu bir o kadar da üzücü bir durum.Fakat ilk başlarda bize tuhaf geldiği için kendimizi gülmekten alıkoyamıyorduk. Sınıfımızda ve sokakta bu ve bunun gibi birçok örnekleri işittik. Biz bu duruma gülerken zamanla bizimde aynı durumda olduğumuzu fark ettik. Kırgızistan'da bulunduğumuz 9 ay gibi bir sürede biz bile iki dili harmanlayıp konuşmaktan kendimizi alamıyorsak orada yaşayan halka da hak vermek gerektiğini düşünüyoruz. Bu konu hakkında sınıf arkadaşlarımızı uyardığımızda hepsinden aynı cevabı aldık. – Gerçekten öyle mi? Biz bunun farkında bile değiliz, dediler. Bazıları ise, Kırgız-Türk Manas Üniversitesi’ne geldiğimizde Türk arkadaşların uyarısı ile bu şekilde konuştuğumuzu fark ettik ve  tabi ki bunu düzeltmeye çalışıyoruz, dediler. Düzeltmeye çalışılması kendi öz dilinin kaybolup gitmemesi için onurlu bir hareket niteliğindedir. Bu yüzden DİL BİR MİLLETİN KİMLİĞİDİR’’! diyoruz.‘’

   Esen Kalın
(Çağlar)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder